Geremez Dağı – 2

Eski dönem insanları kralları öldüğü zaman mezara koyduklarında tüm mal varlığını da yanında mezara koyarlarmış. Geremez Dağ’ında da kırk tane mezar varmış, bir tanesi de kralın mezarıymış. Kralın mezarlığına da büyüklerin dediğine göre mezarın içerisine kralın tüm varlığı beraberinde defnedilirmiş. Günümüzde yapılan kazılarda bulunan değerli eşyalar efsanenin doğru olduğunu kanıtlıyor. Bunula birlikte Geremez Dağı’nın tepesinde

Kelkit Irmağı’nın Doğuşu

Rivayete göre Kelkit Vadisinde bir zamanlar kuraklık hüküm vermiş. Halk susuzluk yüzünden tarlalarını sulayamaz, hayvanlarını doyuramaz hale gelmiş. Bir gün yaşlı bir derviş bu topraklardan geçerken halkın çaresizliğini görmüş. İnsanlar dervişten bu sıkıntının çözümü için dua istemişler. Derviş dağın zirvesine çıkıp gözyaşları içinde dua etmiş. Allah’ım bu insanlara merhamet et onlara su ver diye yalvarmış.

Geremez Dağı – 1

Geremez Dağı’nın etrafında gezen bir adam varmış. Bir gün bu dağa çıkmak istemiş, dağa çıkmış ama dağ adamı içine almış. Üstünü de bir taş ile örtmüş. Daha sonra bu taşın etrafına gelen herkesi adam içine almış. Bu insanlardan bir daha haber alınamamış. Bu sebeple Geremez Dağı’nın yanına kimse yaklaşmazmış.

İsimsiz Türkü – 4

Aşağıdan gelür aldurmadum Golları boynuma salduramadım Bir elimde divit bir elimde galem Bir yarın ahlını ganduramadım Aşağıdan gelür allı vallı Parmahları boğum boğum gınalı Ne de büyümüşsün gelin edalı Ben seni ezelden seven oğlanım Aşağıdan gelür Kerem’in yanı taranmış Zülfünü vermiş tımarı ak göğsün üstünde Zemzem pınarı için susuzluğumu söndüremedim

İsimsiz Türkü – 3

Abu pazarda ne istersen alursun alursun Vaden tamam olur benzin alursun alursun Can alurken cellalulahu görürsün ehli terhit Aşka yansın bu gece haneler nur olsun bu gece Haneler nu ile dolsun bu gece Abu pazarda ne istersen alursun alursun Aşık oğlanda bu yarda yoğrulmaz Zikrullah ölmez de lezzetinden doyulmaz Ehli terhit aşka yansın bu gece

İki Evliler Arsuz Olur

İki evliler arsuz olur Yüzü gözü nursuz olur Ölenden imansız ölür Yandım iki avrat evinde Birinin adı Ayşe birininki neşe Gız Ayşe dillerin şişe Yandım iki avrat evinde Dolandım Ayşe gapıyı aştım Ayşe bağırdı ben de gaçtım Vallahi ben bu işe şaştım Yandım iki avrat evinde

Kavurma Koydum Tasa

Kavurma koydum tasa, ağam yar, paşam yar. Doldurdum basa basa, hadi gel, gel! Doldurdum basa basa, hadi gel, gel! Haydi haydi, hopla gel, hadi gel, gel. Fistanını topla gel, hadi gel, gel. Benim yarim çok güzel, ağam yar, paşam yar. Birazcık boydan kısa, hadi gel, gel! Birazcık boydan kısa, hadi gel, gel! Kelkit’in eğmeleri, ağam

İsimsiz Türkü – 2

Eşiğin altında çift yılan öter Yerinden ayrılan bir tevür yatar Kız yürü sen yürü yayla yoluna Senide vururlar yarin yoluna Eşiğin altında yılan olur mu Yerinden ayrılan derman bulur mu

Elif

Yama dağları da yiğidin yeri At üstünde geliyor ağanın biri Kime şikâyet edim ben bu feleği Çok güldüm oynadım sonum gelmedi, oyy Elif ben sana kurşun atamam Doktor gelir cenazeye bakışır Eyvah, kız oğlana bakışır! Anası da “yavrum yavrum“ diye meleşir Çok güldüm oynadım sonum gelmedi, oyy Sen toprakta ben yorganda yatamam Beşliyi aldım da

Kara Camuş Türküsü

Gara camuşları vurdum bayıra Dövüşe dövüşe indi çayıra Çağırın güveyi gele ayıra Güveyin işini Mevlam kayıra. Sarı camuş vurdu yaram var benim Eğdi boynuzunu da döktü kanım benim